5.9 C
İstanbul
Cumartesi, Mart 16, 2024

İletişim

Nasrettin Hoca Kimdir?

Nasrettin Hoca Kimdir?

Nasrettin hoca günümüzde fıkralarıyla tanınan bir orta çağ düşünürü ve din adamıdır. Nasrettin hoca Sivrihisar’da 1400’lü yıllarda dünyaya geldiği düşünülmektedir. Doğum tarihi için kesin bilgiler elde değildir. Döneminin gezgini Evliya Celebi Nasrettin Hoca hakkında dönemin en büyük bilgini ve din adamı olduğunu söyler. Nasrettin hoca hayatını Akşehir de kadı olarak geçirmiş ve hazır cevaplılığı ile ün kazanmıştır. Nasrettin hoca fıkra türünün ilk temsilcilerindendir. Nasrettin hoca güldürürken düşündüren sözleri ile insanlara doğru yolu gösterir ve iyiliği aşılamaya çalışır.

Nasrettin Hoca, Türk halk hikayeleri ve fıkralarıyla ünlü bir mizahi karakterdir. Gerçek bir tarihi figür mü yoksa efsanevi bir karakter mi olduğu konusunda kesin bir bilgi bulunmamakla birlikte, Nasrettin Hoca’nın adıyla anılan birçok fıkra ve hikâye Türk folklorunun önemli bir parçası haline gelmiştir.

Nasrettin Hoca’nın hikayeleri genellikle espri, zekâ ve yaşam bilgisi üzerine kuruludur. Bu hikayelerin birçoğu, Hoca’nın sıra dışı düşünme tarzını ve alışılmadık davranışlarını konu alır. Nasrettin Hoca’nın karakteri, halk arasında bilge, şakacı ve zaman zaman da saf bir figür olarak tasvir edilir.

Her hikâyede Nasrettin Hoca, çeşitli durumlarla karşılaşır ve bu durumları çoğu zaman mizahi bir dille çözer. Hikayelerdeki olaylar genellikle bir ders veya öğüt içerir, bu da Nasrettin Hoca’nın halk arasında bir öğretmen figürü olarak algılanmasına yol açar.

Nasrettin Hoca’nın hikayeleri, sadece Türkiye’de değil, aynı zamanda Orta Doğu ve diğer Türk halklarının kültürlerinde de popülerdir. Onun hikayeleri, zaman içinde değişmiş ve çeşitlenmiş, farklı bölgelerde ve topluluklarda anlatımını bulmuştur. Nasrettin Hoca’nın hikayeleri, geleneksel Türk mizahının önemli bir örneğini oluşturarak hala günümüzde de anlatılmaya ve paylaşılmaya devam etmektedir.

Göle Maya Çalmak

Bir gün Nasrettin Hoca, eline yoğurt mayası bakracını alarak göle doğru yola çıkmış. Gölün etrafında piknik yapan köylüler, Hoca’nın garip davranışına merakla şahit olmuşlar. Hoca ise gölün kıyısında durmuş ve yoğurt mayasını göle kaşık, kaşık atmaya başlamış.

Köylülerden biri şaşkınlıkla yaklaşarak sormuş: “Hayırdır Hocam, ne yapıyorsun böyle?”

Hoca gülerek cevap vermiş: “Göle yoğurt mayası çalıyorum.”

Köylü, şaşkın bir şekilde devam etmiş: “İlahi, hocam, hiç göle maya çalmakla göl maya tutar mı?”

Nasrettin Hoca, hafif bir tebessümle şu cevabı vermiş: “Ya tutarsa…”

Nasrettin Hoca, bu davranışıyla sadece yoğurt mayası çalmadığını, aynı zamanda boş işlerle uğraşan, anlamsız heveslere kapılan kişilere de bir ders vermiş oldu. Onun nüktedan cevapları, yaşadığı toplumda derin düşündürücü ve mizahi bir etki bırakmıştır.

nasreddin hoca fıkra

Elin Ağzı Torba değil ki Büzesin

“Nasreddin Hoca, bir gün oğlunu okulundan almak için eşeğiyle birlikte yola çıkmış. Kendi hikayesini kendi yazan Hoca, yolda bir grup insanla karşılaşmış. İnsanlardan biri dayanamayıp sormuş:

-‘Hoca, bu kadar yükü eşek nasıl taşıyor?’

Hoca düşündükten sonra oğlunu eşekten indirip, yürüyerek evlerine gitmeye karar vermiş. Bir süre sonra başka birisi:

-‘Hoca, ayıp değil mi? Küçücük çocuğu yürütüyorsun.’

Hoca, çocuğunu eşeğe bindirmiş ve bu kez yürüyerek devam etmiş. Yolda bir başka kişi:

-‘Bak şu zamane çocuklarına, ihtiyar baba yürürken çocuk eşekte. Ayıp değil mi?’

Nasreddin Hoca, çocuğunu eşekten indirip, ikisi de yürüyerek gitmeye karar vermiş. Tam o sırada bir geveze:

-‘Enayilere bakın, eşek önde gidiyor bunlar yayan.’

Hoca, bu sefer oğluna dönerek gülerek demiş:

-‘Görüyorsun, oğlum, herkesin bir dediği bir de çözümü var. Kimseyi memnun edemezsin. Elbet bir yolunu bulurlar.’ Hoca, bu sözleriyle olaya mizahi bir bakış açısı getirerek, kendi yoluna devam etmiş.”

Parayı Veren Düdüğü Çalar

Bir gün Nasreddin Hoca pazara gitmeye karar vermiş. Yolda giderken, etrafını çocuklar sarmış. Her biri bir düdük sipariş etmiş, ancak hiçbiri para vermemiş.

Hoca, çocuklardan gelen taleplerle başa çıkmak için düşündü ve sonra şöyle demiş:

— Peki, olur.

Ancak çocuklardan biri elinde para olduğunu göstererek sormuş:

— Hoca, bu parayla bana bir düdük getirir misin?

Hoca, çocuğun teklifini kabul etmiş ve pazara gitmiş. Akşama doğru dönüşünde, çocuklar Hoca’nın etrafını sarmış ve düdüklerini istemişler.

Nasreddin Hoca, cebinden bir düdük çıkarıp parayı veren çocuğa uzatmış.

Diğer çocuklar hemen bağırmışlar:

— Peki ya bizim düdüklerimiz Nasreddin Hoca?

Hoca’nın cevabı şaşırtıcı ve öğretici olmuş:

— Parayı veren düdüğü çalar.

parayı veren dudugu calar

İpe Un Sermek

Bir gün Nasreddin Hoca’nın komşuları, sürekli olarak bir şeyler istedikleri için Hoca, bu durumdan sıkılmış. İsteklere karşı koymak ve bir bahane bulmak amacıyla bir plan yapmış.

Yine bir gün, bir komşusu Nasrettin Hoca’nın kapısını çalmış.

“– Hoca, karım çamaşır yıkadı. Çamaşırı asmak için çamaşır ipi verir misin?” demiş.

Nasrettin Hoca, bu defa olağan dışı bir istekle karşılaştığı için kızgınlıkla cevap vermiş:

“– İp boş değil, üzerine un serdim.”

Komşu, şaşkınlık içinde sormuş:

“– Amma yaptın Hoca? İpe un serilir mi?”

Nasrettin Hoca dayanamayarak şu espriyi yapmış:

“– İnsanın vermeye gönlü olmayınca, ipe un da serer.”

Benzer İçerikler

CEVAP VER

Lütfen yorumunuzu giriniz!
Lütfen isminizi buraya giriniz

Sosyal Medya

17,204BeğenenlerBeğen
3,912TakipçilerTakip Et
13,900AboneAbone Ol
- Advertisement -spot_img

Son Yazılalar